KALK VE UYAR
Dışarıda hava puslu, göz
gözü görmüyor. Karanlıklar içinde boğulanlar dar boğazlarda kaybolmuş, kimsenin
eli kimseye yetişemeyecek kadar dağılmış canlar. Yükselen çığlıkların
uğultusunda felç olup yitmiş ruhlar. Yaşanası dünyayı cehenneme çeviren
kirlenmişliğin, üzerine çöktüğü toprak kan kokuyor, yere baksan çamur göğe
baksan kurum akıyor. İyinin, doğrunun, güzelin, umudun, aydınlığın, unutulduğu
yerde nefessizlikten boğuluyor insanlık. Gözlerinde fer, dizlerinde derman
kalmamış bitkin bedenlerde mümeyyizlikten yoksun kalmış insan aklı. Künyesinde
kaç yenilmişlik var bilinmez, ayağa kalkmayı aklına getiremeyecek kadar
vazgeçmiş kendinden insan. Kendinden, bildiklerinden, kazançlarından, sahip
olduğu değerden vazgeçmiş. Unutulmaya, çürümeye mahkûm batık bir tekne misali
çökmüş dibe. Yalnızlığın, yıkılmışlığın, terk edilmişliğin kahrıyla tükeniyor. Sermayesiz
yüreği can çekişiyor. Paramparça edilmiş insan, aklı, yüreği, vicdanıyla bir
çizgide yürüyemiyor. Yürek aç, vicdan kör, akıl lal, el mahkûm!
İnsana zulmedenin yine insan
oluşu kavuruyor yürekleri. Bir yanda kuyularda kurtarılmayı bekleyenler bir
yanda ellerinde kanlı gömlekten utanmayanlar. Ne zaman birbirinden bu kadar
uzağa düştü insan, ne zaman bu kadar öteki oldu birbirine? Tarih çok kez
şahitlik etti bu karşıtlığa lakin hiç bu kadar uzun sürmedi bekleyiş. Kanla
alın teri bu kadar karışmadı birbirine. Hiç bu kadar kararmadı bulutlar.
Çatladı çatlayacak göğün göğsü.
Kır zincirlerini ey insan,
yağsın yağmurlar ve temizlensin yeryüzü. Salgın hastalık gibi bulaşan kötülüğün
panzehiri keşfedilmeyi bekliyor. Umut doğmak için seni bekliyor, acı dinmek
için, göz yaşı kurumak, figan susmak için, ölü ruhlar dirilmek için seni
bekliyor.
Bir iddia yükseliyor bu
kaosun içinden. Öyle ki unutulanları hatırlatmaya, karanlığı delmeye, boğulanlara
nefes vermeye, ölüleri diriltmeye talip bir iddia. Devrilmez bir referansla
haykırıyor: Ben Müslümanım!
Bu büyük iddia sahibi;
Kesin
bilgiyle iman eder! (Hucurat: 15)
Yalnızca
Allah'a güvenir! (Bakara: 249; Tevbe: 25-26)
Allah'tan
başka hiç kimseden korkmaz! (Ahzab: 39)
Hakkı
söylemekten çekinmez! (Maide: 54-67; Araf: 2)
Adalette
titiz davranır! (Hucurat: 9)
Şeytanı ve
yandaşlarını düşman edinir! (Fatır: 6; Zuhruf: 62; Mümtehine: 1;
Nisa: 101; Maide: 82)
Münafıklara
karşı mücadele eder, münafık karakterlilerle birlikte olmaz! (Tevbe:
83-95-123)
İnkarcıların
zorbalıklarına engel olur! (Ahzab: 60-62; Haşr: 6; Tevbe: 14-15-52)
Çoğunluğa
değil, Allah'ın verdiği kıstaslara uyar! (Enam: 116)
Güvenilir
insandır, etrafına güven telkin eder! (Hud: 112; Duhan: 17-18; Tekvir: 19-21;
Maide: 12; Nahl: 120)
İnananları
kardeşi olarak görür! (Hucurat:
10)
Danışarak
-istişare ile- hareket eder! (Şura: 38)
Zan ve
şüphe ile hareket etmez! (Yûnus: 36)
Gelecek endişesi
taşımaz! (Bakara: 268)
Fedakardır!
(İnsan:8; Al-i İmran: 92-134)
Müddei iddiasını ispatla
mükelleftir. Bu kadar büyük bir iddianın çene egzersizi yapmaktan öteye
geçemeyişi ölümcül bir karanlık. Zalimin sesinin mazlumun feryadını bastıracak
kadar yüksek çıkma cüreti nereden geliyor ki bu kadar kuvvetle kükrüyor? Umudun adıydı oysa Müslüman, sevginin,
kardeşliğin, dayanışmanın, direnişin, insanca yaşamanın adıydı.
Sen ki bu büyük iddianın
sahibi Müslüman, iddialarına rağmen, sana rağmen yaşadığın topraklarda zalimler
hüküm sürerken, inkarcıların zorbalıkları kol gezerken ve sana rağmen gözünün önünde
kardeşlerin katledilirken seni korkularından emin kılacak iman iddian var mı
hala? Varsa neyi bekliyorsun? Melekleri ile beraber peygamberine salat
eden/destek olduğunu söyleyen Allah’ın, zalime karşı durduğunda senden de bu
desteği esirgemeyeceğine şüphesiz iman etmen gerekir. Allah’ın gücünü ardına
aldığında başka güçlerin ittifakına ihtiyaç duymaman gerekir. Müslümanın
şiarına yakışan güçlü olanla değil, doğru olanla ittifak etmektir.
Ey örtüsüne bürünen/içine kapanan! Boz suskunluk
yeminini insan ölüyor. Kalemle öğreten adına kalk düştüğün yerden, insan
bitiyor. Sen kendini küçülttükçe zalim büyüyor. Sen sustukça zalim kükrüyor. Sen
durdukça kan kaybediyor insanlık!
O halde, sabret/diren! Kuşkun olmasın ki
Allah’ın vaadi haktır. İmanı kemale ermemişler seni hafifliğe sevk etmesinler!
(Rum 60)
Kalk ve uyar! En yakınlarından başla uyanışa
çağırmaya!
@HadiyeYolcu
Yorumlar
Yorum Gönder